BELÇİKA SEYAHATİ-BRÜKSEL/11-12/03/2021

 Herkese merhaba,

    Umarım hepiniz çok iyisinizdir. Pandemi sürecinde hepimiz dışarıda olmayı, insanlarla sosyalleşmeyi çok özledik. Tam da bu yüzden, beraber Dünya'yı gezmeye devam ediyoruz. Bugünkü durağımız ise harika waffleları, sessiz sakin parkları, Atomium binası ve çikolatalarıyla meşhur Belçika. Keyifli okumalar...

    Pegasus PC-801 sefer sayılı İstabul Sabiha Gökçen-Brüksel Charleroi Havalimanı inişli uçuşumuzla seyahatimiz başladı. Türkiye saatiyle 12:30'da Belçika'ya indik. Pasaport kontrolüne gittiğimiz koridorda "Welcome to Belgium" yazısıyla karşılaşmak yüzümüzde bir tebessüm yarattı. Güvenlik ve pasaport kontrolleri derken saat 13:40 sularında havaalanından ayrılıp, AirBnb'den gitmeden kiralamış olduğumuz eve ulaştık.  Tuttuğumuz ev havaalanına yaklaşık 3km uzaklıkta olsa da araba kiraladığımız için ulaşım kolaydı. Araba kiraları genelde günlük 20-30 € arasında değişiyor. Biz 24 €'ya bir adet Renault Clio kiraladık. Ev kiraları ise gecelik 200-400 TL arasında merkeze uzaklığına göre değişiyor. Eve yerleştikten sonraki ilk durağımız ise Brüksel oldu. 

  

    İlk önce çok meşhur olan Manneken Pis yani İşeyen Çocuk Heykelini görmeye gittik. 17. Yüzyılda Hieronimus Duquesnoy tarafından yapılmış olan bu heykel, Grand Palas denilen Brüksel'in ana meydanına 5 dakika uzaklıkta. Karşı köşesinde bulunan Godiva Chocolate herkesin ilgisini çekse de hemen yanında bulunan Chocolaterie Rudolf Braun aslında Belçika'nın en eski çikolata üreticilerinden biri. 1899'da kurulan ve çikolatalarını hala el yapımı olarak üreten bu firma yıllar boyu bir çok ödül de almış. Gittiğinizde bir çok farklı çikolata aromasını bir arada görüp tatma fırsatı bulabilirsiniz. 

 

              MANNEKEN PİS

    Bir sonraki durağımız ise Brüksel'in genel meydanı olan Grand Palas oldu. Rue de l'Etuve isimli sokağı dümdüz takip ederek 3 dakika içinde Manneken Pis'ten Grand Palas'a ulaştık. Grand Place ya da Felemenkçe adıyla "Grote Markt", belediye binası ve Brüksel Kent Müzesini de içinde barındıran Breadhouse binası ile çevrilidir. Aynı zamanda iki yılda bir Ağustos ayında yapılan Çiçek Halı Festivali'ne ev sahipliği yapan meydan olma unvanına da sahiptir. Genel olarak kentin kalbi olarak kabul edilen bu meydan 1998 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine dahil edilmiştir.

 

                   GRAND PALAS (GRAND PLACE/GROTE MARKT)

    Brüksel oldukça zengin yeme-içme kültürüne sahip bir şehir. Ancak gerçek yöresel lezzetlere ulaşabilmek için kişi başı 25-70 € gibi bir ücreti gözden çıkarmanız gerekiyor, ki eğer birden fazla gece buradaysanız bu biraz bütçe zorlayıcı olabilir. Öte yandan, pek çok sokak lezzeti ve fast food alternatifi de mevcut. Bu alternatiflerden belki de en bilineni kızarmış patates. Bir kızarmış patates ne kadar iyi olabilir ki sorusunun cevabı tamamen Belçikalılara özel pişirme tekniğinde yatıyor. Öğrendiğime göre Belçikalılar patatesi 2 kez kızartıyormuş. İlkinde çiğ olarak kızarttıktan sonra soğumaya bırakıp soğuk halde ikinci kez ancak bu sefer o çıtır çıtır ve "golden-brown" olarak tabir ettikleri altın rengini alana kadar kızartıyorlarmış. 

    Evde denemeye değer diye düşünüp bu bilgiyi de aklımızın bir köşesine koyduktan sonra bir diğer sokak lezzetine geçebiliriz, yani waffle. Bizde çoğunlukla tatlı niyetine ve bol çikolatalı yenilen waffle, Belçika'da tuzlu da tüketiliyor. Hatta waffle ve tavuğun bir arada kullanıldığı bir yemekleri bile var. Sokaktaki seyyar satıcılarda 3-4 € gibi bir fiyata kendinizi doyurabilirsiniz. 

    Şehir aynı zamanda deniz ürünleriyle de ünlü. Balık ve midye çorbası, midye yemeği gibi yemekler çok sıklıkla tüketilen ürünler arasında. Çorbalar ortalama olarak 3-4 € arasında ama tabi ki restorandan restorana değişen ve 10 € gibi fiyatlara da ulaşabilen bir fiyat skalası mevcut. Lezzeti de göz önüne alırsak denemeye değer diyebiliriz. Deniz ürünlü spaghetti de bir o kadar tavsiye edilebilir bir alternatif. Fiyatı 17 € civarında. Bir ilk akşamı patates kızarması ile geçirip ertesi gün deniz ürünlü spaghetti yemiştik. Patates kızartmasını "Manneken Frites"de, deniz ürünlü spagettiyi de "Chez Leon"da yemiştik. İkisinin de adreslerini aşağıya bırakıyorum. Tabi gün içindeki waffle yemelerimizden hiç bahsetmiyorum bile😂 

     CHEZ LEON:Rue des Bouchers 18

     MANNEKEN FRİTES: Rue de la Madeleine 1-3

    Özetlemek gerekirse, Belçika seyahati bizim için dolu dolu ve oldukça yemekli geçti. Tek olumsuzluk pandemi dolayısıyla Atomium'u gezememiş olmak oldu ancak Brüksel sessiz sakin parkları, tarih kokan meydanlarıyla ilk fırsatta tekrar ziyaret edeceğim bir şehir olarak hatıralarımdaki yerini aldı. Umarım yazım hoşunuza gitmiştir. Yorumlarınızı bekliyor, hepinizin sağlıkla kalmasını diliyorum. 

Sevgilerimle,

Nisan